zarifsanatevi.com

Mayıs 05, 2012

23 Nisan Büyükada ve Aya Yorgi Kilisesi

Anneme geçen sene verdiğim sözden dolayı bu sene 23 Nisan'da Büyükada'ya gittik. Sabah 10:00 vapuruyla kendimizi attık yollara. Her yer inanılmaz kalabalıktı. Vapurda 4 kişilik yere 6 kişi oturmaya çalışan teyze kucağıma çıkmasa sanırım daha mutlu olabilirdim =) Büyükada'ya vardığımıza fayton kuyruğu iskeleden başlıyordu. Onları es geçip yürümeye başladık. 


İşi ticarete döken bir sürü garip insan vardı. İskelede tanesi 1tl olan mum yokuşun başında 2 tanesi 1tl daha ileride 3 tanesi 1tl en yukarda 4 tanesi 1tl'idi. En nihayetinde kiliseden de alabiliyorsunuz. Ücretsiz tabiki ama oraya yardım etmek daha makul bence. Her yer ip doluydu. Yokuşun başından makara açarak konuşmadan yürüyüp ip kopmadan Aya Yorgi'nin önüne kadar gelinirse dilekler kabul oluyormuş. Evet annem de makara açtı=)


Bir sürü ritüel vardı. Mum yakanlar, metal paraları mum olan duvarlara sıkıştıranlar, duvara şeker yapıştırmaya çalışanlar, taşlarla dileklerini yapanlar ve dilek ağacına ip bağlayanlar da vardı. Dilek ağacı diye bir şey yok tabiki ama işte insan inanmak istiyor sanırım.


Büyükada'ya bayılırım ben de her insan gibi. Lakin 23 Nisan'daki bu kalabalıktan sonra anneme 24 Eylül'de ben gelmem diyerek önceden çizgimi belli ettim. (Anneciğim biliyorum bunu da bir gün okuyacaksın=) 

Herkesin hepimizin dilekleri kabul olsun ki. Bence insan gökyüzüne bile bakıp dilek dileyebilmeli. Yıldızlar dilekleri kabul eder.. Ayda, güneşte, bulutta..