Ben hayallerle büyüyenlerdenim. 5
yaşındayken annem gibi olmak isterdim(sanırım).. Onun her şeyi
değiştirebileceğine inanırdım. Çok yağan yağmuru durdurmasını istediğimde benim
için gökyüzüne bakıp “Yatcaz kalkcaz sabah yağmur bitmiş olacak” demişti. Yağmur
kesildiğinde annemin süper güçleri olduğuna inanmıştım. İlkokula başladığımda
bu inancım kaybolmadı lakin annelerin yağmuru durdurma gücünün olmadığını
öğrendim. İlkokulda öğretmenim gibi olmak isterdim. Büyüyünce ne olacaksın,
diye soranlara öğretmen cevabını bu yüzden vermişimdir. Münevver öğretmene
buradan selamlarımı yollarım. Zaman akıp geçti ortaokula başladım. “Evet, benim
zamanımda ortaokul vardı!.” Ortaokulda dünyayı daha farklı algılamaya başladım.
Ufak not defterime kısa öyküler yazıyordum. Taa ki Türkçe öğretmenimin, senden
yazar olmaz deyişine kadar. “Ne gariptir ki 8. sınıfta İstanbul’da ki öykü
yarışmasında dereceye girdim.” Umudumu kaybetmedim lakin yazmaktan vazgeçtim.
Dinlemeyi o zamanlar önemsemeye başladım sanırım. Lise dönemimde ideallerim
değişti. Fark etmeye başladım. Büyük abim kahramanım olmaya başladı. Onun gibi
olmak için çabaladım genelde. Olamadım, olduramadım. Hangisi daha iyi halen
karar veremiyorum. Büyüyünce ne olacaksın soruları, hangi bölümü istiyorsun
sorularına dönüşmeye başladı. Biraz asiydim, annemin saçlarımı pembeye
boyattığımdaki yüz ifadesi dün gibi aklımda. Ona inat piercing taktığımdaki hali
gibi. Denemeden bilemez insan, derdi hep. Buna uymasa da!. Üniversitede hiç
istemediğim bir bölüm okudum. Turizmle ilgili olan dersler benim için zamanın
akmadığı anlardı. Saate bakmaktan ders dinleyemediğim de olmuştur. Şu anda
benim yaşımdakilerin en büyük hayalleri genelde klişelerden beslenirken. Ben
hep farklı olmak istedim. Ben hep bir şeyler olmak istedim. Oldum. Yapmak istedim.
Yaptım. -İnsanlar olmaz- dedi, -ben olur- dedim. Oldu. Şansıma hep inandım.
Hayallerime hep inandım. Kendime hep inandım. Dünyayı değiştirebilecek bir
şeyler yapmak istedim. Yapamadım. Ama bir gün yapacağım. Ufacık bir şey olsa
da.. Küçük abim her zaman şanlı p.çsin, der. (Küçükken en büyük düşmanımken şimdi en iyi
dostumdur.) Anneme göre şansımı kendim yaratıyor muşum. Babama göre, asla vazgeçmediğim içinmiş. Uyurken hayallerimi
yastığıma koyup uyandığımda orada bırakanlardan olmamaya çalıştım hep. Bunları
neden mi yazıyorum? Ben insanları sorgulamadım hiç. Oldukları gibi aldım
hayatıma. Değiştirmeye çalışmadım. Hayatım boyunca herkesin eşit olduğuna
inandım ve halen inanmaktayım. Mümkünse insanlarda beni sorgulamasın. Şunu
demek çok mu zor: “Yaptıysa bir bildiği vardır.”
Ekim 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder