zarifsanatevi.com

Mayıs 19, 2010

Pazar günü sendromu

İp atlarken düşmeyi özledim ben.. Freni olmayan bisikletimi.. Işıklı ayakkabımı giyince kendimi uzaylı hissetmeyi.. Alt komşumuz Canan'ı özledim.. Bakkaldan leblebi tozu alıp onla boğulmayı.. Sekseğin 8 ile değil 40 ile oynandığı zamanları.. Yakar topun bana çarpıp yakar top olmanın hakkını vermesini.. Tanımadığım teyzelerin sıcak poğaçalarını.. Sepetle sokağa salınan soğuk suları.. Merdiven altlarında yenen öğlen yemeklerini.. Oyun arkadaşlarımı.. Her seferinde küsüp ertesi gün neye küstüğümü hatırlamadığım arkadaşlıkları.. Sanırım ben, ben olmayı özledim..

Ahh yine 8 yaşında olsam ya =)

Bak artık büyüdüm.. Bu kelimeyi hiç sevemedim.. Koca kız olmuşum.. Arkadaşlarım var yine.. Ama küsülünce ertesi gün yerine başkasının geçebileceği arkadaşlar.. Sıkı dostlarım var.. Sayıca oldukça azlar.. Her geçen gün azalıyorlar.. Elimde karakalem yerine tükenmez kalem.. Yazdıklarım yaptıklarım gibi silinmiyor..

Ahh..

Özlüyorum.. Belki de bu yüzdendir, yarını merak etmiyorum.. Ne yani güne$ daha parlak olunca bu kasım sabahında ip atlamak için sokağa mı, çıkacağım.. Hava sıcakmış diye sevinme nedenlerim bile değişti.. Hava sıcak.. O zaman hadi ben pazar kahvaltısı yapayım.. Bak bir tek bu değişmedi.. Halen bütün aile her pazar sabahı beraber kahvaltı yapıyoruz.. Çizgi film bulursak eğer abimlerle yaşımıza bakmadan izliyoruz.. Evin en küçüğü olmak harikulade..

Güzel pazarlar ki sana Lay!! =)

Lay
Çatı Katı Yazıları
Kasım 2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder